24 Kasım 2017 Cuma

YATAK YARALARI ( DEKÜBİT ) BAKIMI

YATAK YARASI

Yatak yarası, bu hasta grubunun önemli bir sorunudur. Özellikle yatağa yapışık, yatalak vaziyetteki hastalar için çok ciddi bir problemdir. Neden? Yatak yarası 3-4 saatte başlayıp, bir geceden sabaha vardığınızda ortaya çıkabilecek bir sorundur. Tedavi süreci belki aylar sürebilecek bir sorundur. Bu kadar dramatik, hasta veya hasta yakını için zor hatta ıstırap verici bir süreçtir. Hekimler için de ciddi anlamda takip edilmesi gereken ve dinamik olarak takip edilmesi gereken bir süreçtir. Pansumanların çok iyi yönetilmesi gerekir.
BASI YARASI(YATAK YARASI) EVRELERİ

Bası yaralarının oluşumunda 4 evre vardır:
1. EVRE: Basınç uygulandığında kaybolmayan kızarıklık vardır, kişi ağrı hisseder ancak deri bütünlüğü bozulmamıştır.

2. EVRE: Deri yüzeyinde ya da derinin üst tabakalarında doku bozulması ve yaralaşma başlamıştır

3. EVRE: Deri altı doku dahil olmak üzere tüm dokular etkilenmiş ve nekroz vardır. Yara alttaki dokulara kadar giden derin bir krater gibi gözükür, kişi genellikle ağrı hissetmez.

4. EVRE: Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir, kas ve kemik dokuda harabiyet vardır. Yara genellikle enfektedir, ağrı hissedilmez.











HANGİ BÖLGELER BASI YARASI AÇISINDAN RİSKLİDİR?
Ense
Ayak parmakları
Topuk
Kulak (özellikle yan yatış pozisyonlarında)
Ayak bilekleri
Skapula
Diz
Dirsek
Trokanter Bölge
Omurga
Koksiks
İliak çıkıntı

YATAK YARASINA NE SEBEB OLUR?

Önce sebepleri bilip önlemek gerekir. Çünkü önlemek, çok daha etkin bir yöntemdir. Yatalak insanlarda daha çok ortaya çıkıyor. Altta yatan hastalıklar da önemlidir. Mesela, diyabeti olan bir hastanın ortaya çıkan sinir sistemi ağrıları, kişinin yattığı sırada bu tarz bir hadise ortaya çıkmadan önce gelişmesi beklenen ağrıyı engelleyecektir. Kişi, o sırada o ağrıyı hissetmediği anda aynı pozisyonu koruduğu için o dokuda gelişen havuzdaki kanlanma bozukluğu o yaranın açılmasına sebep olacaktır. Biz de aynı pozisyonda uzun süre kaldığımızda ağrı hissederek pozisyon değiştiririz. Yatalak kişiler bunu hissetse de değiştiremeyebilir ya da hissetmeyebilir. Dolayısıyla ona bakan insanların bunu çok iyi bilmesi gerekir.

BU YARALAR HANGİ HASTALARDA DAHA SIK OLUŞUR?

Hastalık gelişiminde yüksek riskli durumlar hasta ve çevre ile ilgili olanlar diye iki grupta incelenebilir.
Hasta ile ilgili olanlar:
Ø   Hareket azlığı/hareketsizlik (Yatalak veya tekerlekli sandalye kullanan hastalar)
Ø   Yetersiz su alımı
Ø   Yetersiz ve dengesiz beslenme
Ø   İdrar veya dışkı tutamama
Ø   Duysal algılama bozuklukları (felçli hastalar, şeker hastaları vb)
Ø   İleri yaş
Çevre ile ilgili olanlar:
Ø   Bası (uzun süreler aynı pozisyonda yatmak veya oturmak)
Ø   Nem/cildin ıslak kalması
Ø   Vücut hijyeninin kötü olması
Ø   Yatma ve oturma pozisyonunun yanlış olması
Ø   Yardımcı malzemeler (uygun olmayan veya yanlış şekilde kullanılmaya bağlı)

BASI YARASI NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
Yaranın rengi nasıl(sarı mı pembe mi siyahlaşma varmı gibi)
Yarada kabuklaşma var mı?
Yarada bül oluşumu var mı?
Yara dokusu kası,kemiği veya tendonu etkilemiş mi?
Yarada ödem oluşumu var mu?
Yara nemli veya ıslak mı?

NASIL ÖNLEMLER ALINABİLİR?

Kişinin cildinin temiz tutulması, nemli olmaması yani kuru tutulması gerekir. Nem nasıl oluşuyor? Terleme ve idrarla oluşabilir. Kişi altına yapıyordur. Bezi uzun süre ıslak kalır. Kalçaya yayılır ve oranın nemli kalması sebebi ile de yatak yarası açılabilir. Bir başka neden de aynı pozisyonda uzun süre kalmaktır. Bu kişilere mutlaka belli saat aralıklarında mesela 3-4 saatte bir pozisyon verilmesi gerekir. Yatalak hastalara yatakta aşağı doğru kaydıklarında yukarı çekme çok yapılıyor. Kişi eğer iki kolundan tutulup yukarı doğru çekilirse, ileri yaşta insanların cilt altı dokusu yani destek dokuları bozuluyor. Dolayısıyla o cilt altı destek doku ile cilt arasındaki vasküler yapıyı düşünün. Bu yapı cilt çok daha hareketli olduğu için alt dokuya tutunamadığından, siz kolları tutup yataktaki kişiyi sürtünürcesine çektiğinizde cilt, yerinde kalacaktır. Cilt altı doku ilerlemeye çalışacaktır. Çünkü siz çekiyorsunuz. Dolayısıyla cilt ile cilt altı doku birbirinden ayrılacaktır. Ayrıldığı anda o cildin altının kanlanması bozulduğu için sabah kalktığınızda belki de yatak yarası bulacaksınız. Yatan hastaları hiçbir zaman iki kolundan tutup yatakta sürtünürcesine çekmemek gerekir. Bunun çok basit bir önlemi vardır. Hastanın altına normal örtüsü dışında ilave bir örtü koyarsınız. Kişiyi yukarı almak için iki kişi ile örtüden tutup kaldırıp koymak gerekir. Destek dokuların, tamir dokularının etkin bir biçimde görevini yapması için kişinin bazal metabolik ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Yani yapı taşlarını alması gerekiyor. Yapı taşlarını ilaçla alamazsınız. Bunu sağlamanın başka bir yolu da destek tedavi ve yara örtüleridir.Bir diğer korunma etkini de beslenmedir. Bunu birçok kere unutuyoruz. Birçok hastalıkta da beslenme çok önemlidir. Vücudun temel ihtiyacı besin öğeleridir. Bunlar olmadığı anda doku kendini yenileyemez. Hasarı düzeltemez. Sadece hasar varken yenilemeden bahsetmiyorum. Dokuların devam eden daimi yenileme süreçleri de vardır. Yani bizim dokularımız devamlı bir yandan yıkılır, bir yandan yenisi ile değiştirilir. Cilt, bağırsaklar, kemik, damar yapısı bunun en iyi örnekleridir. Bu yenilenme için bizim yapı taşlarına ihtiyacımız vardır. Etkin bir biçimde günlük ihtiyacı karşılayacak bir biçimde beslenmeye ihtiyaç vardır.

BASI YARASI OLUŞUMUNA KARŞI ALINABİLECEK HEMŞİRELİK ÖNLEMLERİ
1. Her 2 saatte bir pozisyon değişikliği yapılmalıdır.
2. Hastanın her çevrilişinde deri gözlenir ve kızarık bölgeler üzerindeki bası, minimuma indirilir.
3. Deri temiz ve kuru tutulur.
4. Deri nemlendirilir fakat irritasyona neden olacak kadar nemli alanlar kalmamasına dikkat edilir.
5. Aşırı ovmaktan kaçınılır.
6. Havalı yatak kullanılır.
7. Delikli sünger ve simit (halka) kullanılmaz. (bası alanını daraltır ve çevre dolaşımını bozar.)




BASI YARALARINDA VERİLECEK HEMŞİRELİK BAKIMI VE GİRİŞİMLERİ
1. Yaranın klinik evresi saptanır.
2. Bakım ekibi, uygulanacak prosedüre karar verir.
3. Yaranın nekrotik alanları debride edilir ( üzerine basmakla durdurulamayacak kadar kanama olmamalıdır.)
4. Pansuman kirlendikçe veya her 8 saatte bir cerrahi sabunla yıkama ve durulama yapılmalıdır.
5. SF (serum fizyolojik) ile nemlendirilmiş fakat ıslak olmayan spanç ülser içine yerleştirilir.
6. Ülser içindeki spanç 4 saatte bir nemlendirilir ve her 8 saatte bir değiştirilir.
7. Debridman sonrası kanama olursa, eşit miktarlarda çinko oksit, gliserin ve hidrojen peroksit emdirilmiş rulo gazla yara kapatılır ve günde iki kez bu pansuman değiştirilir.
8. Bası yaralarında yüzeysel antibiyotikler kullanılmaz. Çünkü yüzeysel antibiyotikler yaranın derinliklerine işleyemez ve granulasyon dokusundaki bakteri gelişimini engelleyemez.
9. Cerrahi debridman sonrası ilk 48 saat yüzeysel antibiyotik uygulanabilir. Uzun süreli kullanımda bu antibiyotikler iyileşmeyi geciktirebilecekleri, alerjik reaksiyon riski de oluşturabilirler.
10. Sistemik antibiyotikler cerrahi öncesi, sırasında ve sonrasında kullanılabilir. Fakat granulasyon dokusu gelişmekte olan yaralarda yeterli doku yüzeyini sağlayamadıkları için bakteri sayısına etkileri azdır.
11. Debridman ve etkin ıslak-kuru pansumanla, 7-10 gün içinde granulasyon dokusu ülser tabanını doldurmaya başlayarak, yara hacmini küçültür.



BASI YARASINDA BESLENMENİN ÖNEMİ NEDİR ?

Bası yaralarını engellemek için besin öğelerinden özellikle dikkat etmemiz gereken biri var mı? Evet, vardır. Nedir bu? Proteinlerdir. Proteinleri etkin bir biçimde, yeteri miktarda ve özellikle de gün içine eşit bölünmüş şekilde almak çok önemlidir. Yani yaşlı bir kişinin kilo başına 1,2 ile 1,5 gram arasında protein tüketmesi gerekir. Yani bir kişi 70 kilo ise günde 85 gram ile 100 gram arasında protein tüketmelidir. Bu proteini üç öğüne eşit bölmesi gerekir. Bizim kaliteli protein dediğimiz, vücudumuzda sentez edilemeyen protein elemanlarını da yediklerimizden almamız gerekir. Yani hayvansal protein kaynaklarını da almamız gerekiyor. Bitkisel beslenmek tek başına yetmez. Tabi ki tek başına hayvansal da alınsın demiyorum. Bitkisel ve hayvansal proteinlerin beraber alınabilmesi gerekir. Hareket kabiliyetinin sağlanabilmesi için kas kitlesinin çok önemi vardır. Kişi yataktan kalkamıyor olabilir ama kas kitlesi sayesinde yataktan kalkamasa da kendine yatak içinde pozisyon verebilir. Dolayısıyla mutlaka kas kitlesini koruyucu önlemler de olmalıdır. Beslenmenin dışında egzersizlerin çok önemi vardır. Aktif egzersizler olmalıdır. Yatak içinde de olsa aktif egzersizler, germe egzersizleri, güçlendirme egzersizleri ve kas kitlesini artırma egzersizleri yapılmalıdır. Son dönemde bazı hastalara yani bunların hiçbirini yapamayan hastalara elektrik stimülasyon ile bir parça ayakta tutmaya çalışıyoruz. Hareket kabiliyetini hepten yitirmemesi için bu da bir yöntem olarak düşünülebilir.

Benzer Yayınlar

YATAK YARALARI ( DEKÜBİT ) BAKIMI
4/ 5
Oleh

Yazılarımızı beğeniyor musunuz?Abone Olun Yazılarımı Kaçırmayın.

1 yorum:

Yaz yorum
avatar
28 Mart 2020 06:32

Merhaba, kendi çocukluğumu yazıyorum. Bir göz atarsanız sevinirim. Eleştirileriniz ve önerilerinizi bekliyorum. Maalesef bir çok kişi gibi benim hayatım kolay olmadı. Ve artık sadece kendi sesim değil benimle birlikte bir çok kişinin sesi oldu.Bloğumun duyulmasına ve reklama ihtiyacım var. Eğer göz atarsanız sevinirim. Bloğumun tanıtmama yardımcı olurmusunuz?Desteklerinizi bekliyorum.

Cevapla